hable con ella

Çarşamba, Eylül 16, 2009


Yine müzikleirni önceden keşfedip sonradan izleme isteği uyandıran bi filmle kaşı kaşıyayım. Uzunca bi süredir merak ediyodum ama bi türlü filmi edinme girişiminde bulunamamıştım taki h.sonuna kadar. Alberto Iglasias' ın Raquel ini dinlerken bu filmi izlemek çok geldi içimden bende aldım izledim sonunda.

Bu fim sayesinde  ispanyolcaya olan ilgim iyice körüklendi okadar çok  öğrenesim geldi ki hattta bugün ispanyolca başlangıç kitaplarına bile baktım diyebilirim.

Filme gelince insanın hayatta başına nerde nezamn ne geliceği hiç mi hiç belli olmuyo gerçeğini vurguluyor. Filmde de anlatılan herkezden herşey beklenir durumunu  bugün bizzat yaşadım neyse yaşadığım şeyi şimdilik es geçiyorum...Saplantı hailne gelmiş davranışların getirdiği sonuçlar kimi zaman insanın hayatına bile mal olabiliyor ve kimine göre masumca olan duyguların aslında hiç de masum olmadığını görüyoruz.

Filmin ilk sahnesinde gösterilen sahnede ahşap iskemleler ve masalar arasında kollarını açmış danseden iki kadın ve bu gösterilen oyundan etkilenen iki adamın yaşamlarının aylar sonra nasıl kesiştiğini görüyoruz. film aralarında gösterilen tiyatro sahneleri  ve müzikler gerçektende çok etkileyici ve dramatikti. Film sırasında en yakın zamanda tiyatroya gitmeliyim düşüncesi uyandı birden ve bu konudaki açlığımı farkettim. 

Kısacası film için komada yatan iki kadın ve onlarla ilgilenen iki adamın hikayesi denilebilir.

** Raquel'i kesinlikle dinlemeniz tavsiye edilir...

kaleme alan ~ outis ~ zaman: 01:24  

2 fikrini beyan et:

Abartısız tapıyorum filmine ayrı müziklerine ayrı. Ağız sulandırır mı bir film bu öyle etkiler yapıyor bende. ah ah

gulnihal kalfa dedi ki...
25 Eyl 2009 01:48:00  

ispanyolca için:
eğer ingilizce biliyorsan, internetten, (ben torrentlerden bulmuştum) "michel thomas method" serisinden, ispanyolca'yı indirip, kurs murs almadan kolaylıkla ve keyifle belli bir düzeye kadar öğrenebilirsin.

filmle ilgili olarak da bir arkadaşım izledikten sonra şöyle demişti (eğer becerebilirsem) şu mitolojide minotaur'u -ya da her nasıl yazılıyorsa- yenmek üzere (ki kendileri bir labirente hapsedilmişlerdir) labirente dalan kahramanımıza, sevgilisi bir yumak ip verir, ya da kazağından bir ilmek söküp bi yere bağlar (emin olamadım hangisi)hani kahraman çıkış yolunu bulabilsin diye. (girizgahtan sonra) evet bir arkadaşım gönderme yaparak, filmde adamımızın kızı hamile bırakarak, ona labirentten çıkabileceği bir ip verdiğini söylemişti de, bayılmıştım o şekilde bakmaya:)

esperanza dedi ki...
13 Eki 2009 01:35:00  

Yorum Gönder