Pazartesi, Nisan 28, 2008


Bir insan iki günde en fazla kaç film izleyebilir bilmiyorumda ben iki günde 8 veya 9 film izledim. Anlayacağınız kendi film izleme rekorumu kırdım.

Lost'un 4.sezon 8. bölümle başladığım bu gösterime
Sonrasında
Juno
Sweeney Todd
Atonement
Zodiac
El Orfanato
Little Children
Lost in Translation
Lost'un 4.sezon 9. bölümü izleyerek kapanışı yaptım

kaleme alan ~ outis ~ zaman: 21:01 0 fikrini beyan et  

remedios...

Perşembe, Nisan 17, 2008

İtalyanca bilmesemde dinlemekten keyif aldığım Gabriella Ferri parçası. Kadın 2004 de intihar etmiş ama neden intihar ettiğini öğrenemedim. Bir de bu şarkıyı ilk Ferzan Özpetek'in filmi Saturno Contro da dinledim ve çok etilendim. Günlerdir bunu dinliyorum. En sevdiğim yerler piko piko pikola dediği yer bide la la la la dediği yerler. Hem hüzünlü hem eğlenceli geliyor bu şarkı bana. Bıkmadan sonsuza dek dinleyebilirim...(resimde koyucaktım ama blogumda bir sorun var en yakın zamanda koyacağım)




remedios, niña pequeña, chiquita, hermosa, preciosa
linda niñita quedada así, sentada en la orilla del mar
y las manos llenas de perlas
el sol en tu frente y en la sonrisa
blanca orquidea, alma y paloma
y la alegría, tú cantas consuelo,
tú cantas esperanza, tú cantas remedios.

la la la la la....

tu historia, una vez, nos la contó,
dios, tu hermanito con su guitarra,
tú estabas dormida baja la luna,
tú estabas feliz, pequeña remedios,
espera que un día yo pueda decirte:
"te quiero, pequeña, te quiero, chiquita, preciosa,
niñita, piccola, piccola, piccola,
piccola, pico, pico, pico..."
el sol en tu frente y en la sonrisa,
blanca orguidea, alma y paloma
y la alegría, tú cantas consuelo,
tú cantas esperanza, tú cantas remedios
espera que un día yo pueda decirte:
"te quiero, pequeña, chiquita, niñita
preciosa, piccola, piccola, piccola,
piccola, pico, pico, pico..."

la la la la la...



Sen şehrin en yüksek gökdelenin en zirvesindeyken
Ben ise uçmayı yeni öğrenen bir kuşun heyecanıyla,
Senin beni görebileceğin yüksekliğe çıkmak için çırpınıyorum.
Ama nafile,
Ne zaman en tepeye ulaşsam
Sen yönünü çoktan başka tarafa çevirmiş oluyorsun...

kaleme alan ~ outis ~ zaman: 10:16 5 fikrini beyan et  

Çarşamba, Nisan 16, 2008

Kafam eşyasız boş oda gibi
Düşüncelerim sürekli yankılanıyor
Amaçsız hayatımın amaçsız birgününe uyandım
Yine aynı şehirde
Bu şehirde kalmak için bir sebebe ihitiyacım var
Öyle bir sebep olmalı ki hereşeyin önüne geçebilmeli
Sanki biliyorum da itiraf edemiyorum
kendime, çevreme
Belki birgün bu sebebe sahip olmak ümidiyle...

kaleme alan ~ outis ~ zaman: 22:40 0 fikrini beyan et  



Bu hafta itibariyle hikaye gibi uzun soluklu bişey yazmaya karar verdim. Çevremdeki insanlardan yola çıkarak yazmayı düşünüyorum. Birkaç kişi var aklımda nasıl birşeyler çıkacak bakalım. Esas kişiler tamamda yardımcı kişileri de bulursam hemen yazmaya başlıyorum... Hadi bakalım kolay gelsin bana...

kaleme alan ~ outis ~ zaman: 21:12 0 fikrini beyan et  



Bir de anlasam kendimi, seni. Kafam karman karışık.
Birçok duyguyu bir anda yaşıyorum.
Yaşlanıyorum galiba, her filme ağlar oldum.
Duygusallaştım.
Sabırsızlaştım.
Tahammülüm kalmıyor beklemeye, hemen herşey olsun istiyorum.
Sinirleniyorum.
Kızıyorum.
Bağırıyorum .
Gülüyorum.
Durgunlaşıyorum.
Yine sinileniyorum .
Mutsuzum
Mutluyum .
Bu aralar genellikle mutsuzum.
Daha doğrusu hiçbişeyim .
Ne mutlu ne mutsuz
Ne dertli ne dertsiz.
İçimde değişen duyguları engeleyememekten müzdaribim.
Biran önce çaresini bulursam çok sevineceğim...Şu anda dışardan geldim, hem de çok sinirliyim....

kaleme alan ~ outis ~ zaman: 20:19 0 fikrini beyan et  

içimden geldi....

Salı, Nisan 15, 2008

Yaklaşık 23 yıllık hayatımın hatırladığım bölümlerinin çoğunda seninle ilgili birsürü anım var. Bundan sonrada elbet olacak.

Bugün film izlerken birden bire aklıma geldi. Biz seninle herşeyi ama herşeyi yaptık . Seninle güldük hüzünlendik, kimsenin bilmediği şeyleri birbirimize anlattık. Sen anlattın, ben dinledim. Ben anlattım, sen dinledin. Genelde en çok ben anlattım sen yine dinledin. Oysa ben seni hiç ağlarken görmedim bugüne kadar.

Ağlamak dediğim öyle film izlerken bir iki damla gözyaşı dökmek değil. Otobüste, kafede aklına gelebilecek heryerde hıçkırıklara boğulmak, kimseye aldırış etmeden hemde bağıra bağıra ağlamak...

Oysa sen bunu yapmaktan bile korkuyorsun. Korkmak değil de çekinmek, birilerine birşeyleri açıklamamak isteği bellkide. Canın sıkıldığında içine attığın şeyler kimi zaman gözlerinde süzülecekmiş gibi olsada, sen onları içinde biriktirmekte oldukça başarılısın.

Kim bilir, belki de kendinle konuşmanın zamanı, içindeki seni dinlemenin vakti gelmiştir. Sele kapılıp boğulmaktansa, göz yaşlarını akıtmanın vakti gelmişte geçiyordur belki ...

Ne dersin?

kaleme alan ~ outis ~ zaman: 22:57 2 fikrini beyan et  

deneme bir ki...

Perşembe, Nisan 03, 2008


Söyleyin;
dünya üzerinde kaç tane yazılmamış söz ve daha kaç tane tamamlanmamış cümle var hayatta?
Başlayıp bitiremediklerimiz,
Başlayıp ertelediklerimiz,
Başlayıp es geçtiklerimiz,
Başlayıp da sonunu getirmeye uğraştığımız....
Söyleyin!
daha kaç tane tamamlanmamış eksik cümle var ve daha kaç tane olacak ömür(ümüz) boyunca
Söyleyin....

kaleme alan ~ outis ~ zaman: 22:54 0 fikrini beyan et