mutluluk gelir bi anda kapıyı çalacak vakit bulamadan

Cumartesi, Temmuz 07, 2012

Zamanın değişeceğine bu kadar çabuk tanıklık edeceğim hiç aklıma gelmezdi. Garip bi sene geçirdim sanırım. Aklımın hayalime sıgdıramayacağım güzellikte, alışılagelmiş düzenimden çok farklı bi yıl... Gecen sene bu zamanlar içimde merak ve gitmenin heyecanı varken şimdi ise bambaşka bi heycana kapılmış gidiyorum.
Sonunu hiç düşünmeden anı yaşamaktan en keyif aldıgım insanla birlikte. :)

Onu tarif etmek için doğru kelimeleri bulamama hiç şaşırmıyorum doğrusu. Bir değil bi çok kelimeye ve fazlasıyla zengin bir sözcük dağarcığına ihtiyacım var sanırım. Zaman zaman elime aldığım kalem kağıtla kendimi ifade etmeye çalışsamda düşüncelerimin hızına bende yetişemiyorum kağıda aktarmak için.

Gerçek anlamda Birisi için yazmayalı epey olmuştu. Sanki ben onla yeniden kendimi bulmuş gibiyim zamanın nasıl akıp gectiğinden habersiz bi o kadarda yanındayken zamana aldırış etmeyen birisi oluyorum. Sanki zaman bizim için duruyor çevremizdeki her şey rutin bir şekilde varlığını sürdürüyor. Bizim başka bi dünyada yaşadıgımızı düşünüyorum ara sıra  ve o yaşadıgımız dunyanın içinde hep ikimiz olalım istiyorum sonsuza dek. Hayatımda olduğu yani tanıştıgımız  ilk günden beri onda bir farklılık oldugunu anlardım ama hep ertelerdim kendime itiraf etmeye. Her zaman diğerlerinden bi başkaydı benim için. Onunla geçirdiğim zamanlardaki mutluluk gercek mutluluktu adeta . Bıkmak bilmeden gecirdiğim her vakitte artan cinsten bi mutluluktu benimkisi. Tabi bunları kimseyle paylaşamağımızdan sağa sola karaladım hep aklımdan ve gönlümden gecenleri belki birgün okur diye.Nedense  biyerlere bişeyler karalamak içimi rahatlatıyo bazen sevincimi mutluluğumu paylaşmak istiyorum herkesle ama... 


Bazı şeylerin zamanı gelince olacağını biliyorum şimdilik doğru zaman ve yeri beklemek gerek herhalde. Doğru zamanı bekleyinceye kadar ben burdan duygularımı birazcıkta olsa hem birisine hemde sanal aleme duyurmuş olurum. İyi ki tanımışım seni (bunu tüm kalbimle söylüyorum) iyiki hayatımın bi parçasısın. Benim için en değerli insan doğum günün kutlu olsun bundan sonra kalan bütün doğumgünlerimizi birlikte gecirelim olur mu ?
Mutlu yıllarrr mutlu yaşlar...

kaleme alan ~ outis ~ zaman: 00:00 1 fikrini beyan et  

Pazartesi, Ağustos 01, 2011

fonda zeki müren
bigünüm bigünüme uymayan ruh hali
çevremde arada sırada çıldırtan insanlar
ve
yeni yerler, insanlar tanıyacak olmanın heyecanı
...
bir de deniz özlemi,
tüm hissettiklerim.

kaleme alan ~ outis ~ zaman: 23:14 0 fikrini beyan et  

hayat durma dayat

Çarşamba, Kasım 03, 2010



Jehan Barbur mu dediniz. Bende derim ki eşşiz durulukta insanı dinlendiren enfes bir ses.

Yaşlanıyormuyum artık ne. Gün geçtikçe daha türkçe sözlü hafif batı müziği dinler oldum. Şarkıların özellikle sözleride cezbeder oldu beni. Sözlerin arkasında yer alan müzikte cabası; olmazsa olmazlardan. İşte bunların hepsi Jehan Barnbur'un son albümünde ( diğer albümlerini yok saymıyorum yanlış anlamayın )bulmak mümkün. Sözsüz bile müzikler tek başına yeterli insanı dinlendirmeye, üzerine birde sözler eklendince alıp götürüyor beni başka derinliklere...

mutlaka dinlenmesi gereken üç şarkı sıralaması yaparsam eğer;

1. yoluma çıkma
2. gidersen
3. hayat

Diğerlerine haksızlık yapmak istemem; ama bunları bıkmadan usanmadan dinleyebilirim ,günlerce, aylarca, yıllarca...

kaleme alan ~ outis ~ zaman: 22:26 0 fikrini beyan et  

küçük prens


**(Bu kitabı bir büyüğe sunuyor olmamdan dolayı çocuk okurlarımın beni hoş görmelerini dilerim. Bunu yapmamın çok ciddi bir nedeni var: O. benim dünyadaki en iyi arkadaşım. İkinci nedenim de şu: Bu adam her şeyi anlıyor, çocuk kitaplarını bile. Üçüncü bir nedenim daha var: Fransa'da yaşıyor şu anda, aç ve üşüyor. Biraz yüreğinin ısıtılması ona iyi gelir. Eğer bütün bu nedenler size yeterli gelmiyorsa, o zaman ben de bu kitabı onun çocukluğuna armağan ederim. Bütün büyüklerin bir zamanlar çocuk olduğunu biliyoruz: pek azı bunu hatırlasa da...
Neyse, sunuşumu şöylece değiştiriyorum

**Leon Werth'in çocukluğuna...

Çocuk olmayı unutanların; tekrar tekrar okunması tavsiye edilir.

Kim demiş çocuk kitabı diye, bence çocuklar için değil tam aksine yetişkinlere özel yazılmış bir kitap. Zaman zaman kabaran okuma isteğimle internetten okusamda; her okuduğumda ayrı keyif alırım. Bazen açar sadece bir bölümünü okur kapatırım. İnternetten de kitap okunmaz ki gidip alsana diyeceksiniz. Ben de almayı istemişimdir; ama her  kitapçıya gitiğimde de aklıma gelmez onun bulunduğu rafa gitmek.

Ya biri bana hatırlatsın bu kitabı alacağımı ya da alıp gelsin hediye etsin. Her türlüsü kabulumdür. :)

** kitap'tan alıntıdır
 

kaleme alan ~ outis ~ zaman: 18:35 2 fikrini beyan et  

Rüya gibi pardon "şaka gibi " geldi geçti

Pazartesi, Kasım 01, 2010

Uzun aralardan sonra işte geldim burdayım ben bu işte ustayım.Çok mahçupum bu blog alemine hep yazacağım yazacağım diye söz veriyorum ama bi'türlü fırsat bulamıyorum. Aslında bahane çok üretmek isteyene neyse vicdanımı rahatlattıktan sonra, özür faslını geçebilirim.

Bu sıralar gündemim bi hayli yoğun. Malumunuz bende bi sınavzede oluğum için  sınav ha iptal oldu ha olacak derken  temmuzdan beri zaman nasıl geçti de bu güne geldik pek anlamış değilim. Daha doğrusu temmuzdan beri hayatımı ben yönlendirmiyorum da şöyle olan biteni dışardan izliyomuş gibiyim. Oysaki sınav  bitti diye ne kadar çok sevinmiştim. Kurtulduk  artık, stres yok, beklicez, gerisi prosedürel şeyler  diye; ama hiç bir şey gözüktüğü gibi değilmiş. Kopya söylentilerinin baş göstermesininden sonra iptal olup olmayacağı muabbetleri ve sonunda iptal edilen sınava giriş hepsi bi'anda oldu bitti sanki. Hiç bir şey anlamadım bu geçen zamandan. Rüya gibi geldi geçti derler ya ben bunu şaka gibi geldi geçti olarak değiştirmek istiyorum.

31 Ekim günü  geldi çattı ama  tüm gariplikleriyle  yılın en tuhaf günü olma ödülünü alabilir benden .Saatlerin bir saat geriye alınmasıyla uyku düzenimin alt  üst olmasına mı yanayım ya da çok sevgili ÖSYM'mizin aldığı süper güvenlik önlemlerine mi yoksa bizim için sunulan sınav için gerekli malzemlerin teminine mi. 31 Ekim için trajikomik bi gün desek hiçde yalan söylememiş olurum. Hele sınav sabahı ne giysem de üstümde metal olmasın diye düşünmekten dolabın önünde saatlerce oyalandım sanırım. Neyse efendim sınav yerine gitiğimde ne göreyim insalar kuyruk olmuş polis kontrolünde içeri alınıyorlar. Polis bayan giriş kapısında üstümü kontrol ederken ellemediği yerimi bırakmadı; sabah sabah tacize uğramış gibi hissettim kendimi. Sonunda elinden kurtuldum da  sınıfımı bulabildim. Sıramda çok sevgili bi okadar da  düşünceli bi OSYM'mizin  bizim için temin ettmiş olduğu  iki adet kurşun kalem( fatih  kalem), silgi( markası belli değil),açmayan kalemtıraş, peçete, su (erikli ),şekerelme (olips) minicik bi poşetin içinde beni  beklemekte. Ben daha şatafatlı bişey beklerken  hayal kırıklığına uğramış bulundum. Niye beklentini yüksek tutarsın ki be insan!!

En azından ön sıralarda olmanın veriği mutlulukla poyannacılık felan oynuyorum kendi kendime. Sınav gözetmeni de içinde bi stand-upçı barındırır edasıyla sabah sabah da güldürdü bizi ohh değme keyfime. Soru kitapçıklarını da  kontrol ettik hatalı bişey yok Tamam  saat de geldi başlayabiliriz artık. Biri de yaparım ikiyide yaparım üçüde yaparım diye oynarken  bi'ara kalemi açayım dedim "hay bin lanet" işe yaramayacak şeyi ne diye getirirsin önüme çok saygıdeğer OSYM. Kalemi çevirim çevirim ne açan var ne açılan; gülerim ağlanacak halime neyse gözetmenler anladılar halimi hemen yedek kalem ve kalemtıraş takviyesi yaptılar (itiraf edeyim ki içimden küfürü bastım ne yapayım vallahi hakettiler).

Ben kaldığım yerden devam ederken sorularıma  son yarım saat kala içime ne giriyosa  artık (şeytan mı dürtüyo billemedim); neden değiştirirsin "ahh  ahh" o bildiklerini; her seferinde kızsamda neden aynı hatayı yapıp duruyorum diye sorarım kendime; ama cevap veren yok :/ Onları da değiştirmesem  şimdi  mutlu bi insan olabilirdim ; ama artık  olmuşla ölmüş meselesi yapıcak bi'şey yok bekleyip görmekten başka. Bu aralar OSYM jethızıyla servis sunduğu için aylarca sonuç açıklansın diye beklemeyeceğiz en azından 10 gün içinde görücem anya yı konya yı.

Yukarıda biyerde sesimi duyan varsa eğer;  daha başka istediklerim de var ama şu anda en çok istediğim şey aralıkta tamamıyle başka bi şehire gidip yerleşmek. Yeni yılda yeni bi şehirde yaşamak  ümidiyle
** çok yakında gelişmelerle tekrardan burdayım (umarım gelişmeler iyi olur ).

kaleme alan ~ outis ~ zaman: 22:00 0 fikrini beyan et  

Cuma, Ağustos 06, 2010

hayat garipliklerle dolu bunu bi kez daha anladım. sabah ne düşünüyordum şimdi neler geçiyor aklımdan. insanın  umudunu kestiği  noktada aklının en derinlere attığı şeylerin gün yüzüne çıkmasıda çok güzelmiş kendimi yi hissettirdi  günün böyle tamamlanacağını hiç tahmin edemezidm finali güzel oldu unutmayacağım cinsten.

kaleme alan ~ outis ~ zaman: 01:38 1 fikrini beyan et  

anıları saklama kabı

Cuma, Ocak 15, 2010

Yaşanan güzelliklerin her anını muhafaza edebilsek . Zaman zaman tekrar kullanmak için çıkartsak  ilk hali ve ilk heyecanıyla tekrar  yaşayabilsek... buseferde anılarımız ikinci el kıvamında olur bize aynı tadı vermezdi herhalde:) O zaman yeni anılar edinmek için beklemek mi gerek yoksa harekete geçmek mi bunda karar vermiş değilim henüz..

kaleme alan ~ outis ~ zaman: 22:54 3 fikrini beyan et